Anadolu Türk tarihinin, kültür ve medeniyetinin, merkez şehirlerinden olan Erzurum, özellikle son iki yüzyılda, büyük acılar çekti. İşgal ve katliamlara maruz kaldı. Fakat her defasında, yüksek inancı sayesinde, ayağa kalkmasını bildi.
Erzurum, Birinci Dünya Savaşı’nda büyük acılar yaşayıp, ihanetlerle sırtından hançerlendi. 16 Şubat 1916 Rus işgalinin ardından, Rus kuvvetlerinden destek alan Ermeni çetecilerince gerçekleştirilen Müslüman katliamı, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçti.
Ermeni Taşnak ve Hınçak çeteleri, Aşkale, Alaca ve Cinis köylerinde, Erzurum Yanıkdere’de, Yeşilyayla, Tepeköy ve şehir merkezinde, özellikle Ezirmikli Osmanağa ve Mürsel Paşa konaklarında, Pasinler Demir Döven (Tımar) köylerinde, kısaca, bölgenin dört bir yanında, toplu katliamlar yapıldı. Masum, savunmasız, kadın, çocuk ve yaşlı binlerce Müslüman, akla hayale gelmeyecek en vahşi yöntemlerle katledildiler. Bölgedeki Müslüman nüfusa yapılan soykırım acı bir hatıra olarak hâlâ zihinlerdedir.
Ermeni çeteleri, Sivas’tan başlayarak, Doğu Karedeniz, Kuzey Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu illerini Ermenistan yapmak gayesiyle hareket ediyorlardı. Doğu Anadolu’da kurulacak Ermenistan’ın başkenti Erzurum olacaktı. Ermeni çetelerine liderlik eden ‘Antranik Paşa’ bu maksatla karargâhını Erzurum’da kurmuş, emrindeki çeteler bölgede, masum Müslüman halka karşı bir cinayet makinası gibi hareket etmişlerdi.
Bu meşum Ermeni emelini tarumar etmek üzere harekete geçen asker ve subay mevcudunun büyük bir bölümü, bölge insanından oluşan 3. Orduya bağlı Kazım Karabekir Paşa kumandasındaki 9. Kafkas Kolordusu, sağ kalan mazlumların imdadına yetişti. Bin yıldır Türk vatanının şarktaki göz bebeği olan şehri Erzurum, 12 Mart 1918 tarihinde, zalimlerin zulmünden kurtarıldı.
Erzurum, Kahraman ordumuzu daima minnet ve şükranla anmaktadır.
Öte yandan, eli silah tutan evlatlarının ordu saflarında mücadele ettiği Erzurum’da, din hizmetleriyle uğraşan, fakat düşmana karşı, 70 atlıdan oluşan müfrezesiyle mücadele eden, Alvarlı Efe gibi, zatları da daima hürmet ve muhabbetle anıyoruz.
Bin yıldır Anadolu’nun doğu kapısı olarak vatan koruyuculuğu yapan Erzurum, kurtuluşunu müteakip, işgal altındaki başkent ve diğer yurt toprakları için kıyama karar verdi ve büyük bir kongre hazırlığına girişti.
Devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Paşa, ekibiyle beraber İstanbul’dan gelip, özgür Erzurum’da katıldığı ve başkanlık yaptığı Erzurum Kongresi’nde, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini attı ve milli mücadelenin kıyamını Erzurum’dan başlattı.
12 Mart 1921’de gerçekleşen İstiklal Marşı’mızın kabulünün 99’ncu yıl dönümünü de kutluyor, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u da minnet ve rahmetle yâd ediyoruz.
Allah, şanlı ordumuzu ve güvenlik güçlerimizi daima muzaffer kılsın.
Bu duygu ve düşüncelerle, istiklal ve istikbalimizin simgesi, şanlı ay yıldızlı bayrağımızın ebediyen dalgalanmasını Allah’tan diliyor; tüm Erzurumluların bu mutlu ve tarihi gününü kutluyor, sevgi ve saygılarımı sunuyoruz.
Yorumlar kapalı.