Bu kapı hayyâlelfelâh
Haykırılan ses kapısı
Şu, Çaldıran seferini
Haber veren kös kapısı.
Kapa gözlerini bir an,
Uzakları dinle dan… dan…
Bu kapı Ergenekon’dan
Ses getiren Örs kapısı.
Kervanları kırk buğralı,
Sesi Köroğlu nağralı,
Sultan Selim Han tuğralı
“Tebriz Kapı”, Fars kapısı.
Târihi destan şehrimiz
Yeşili Murad nehrimiz…
En okunaklı mührümüz,
Harput Kapı hars kapısı.
Karasu nehir geçidi,
Arpaçay kahır geçidi,
Beride “Tahir geçidi”
Düşmanımın hırs kapısı.
Binbir şehrin nicesinde
Dûdum tüter bacasında..
Bu doksanüç gecesinde
Tekin değil Rus kapısı.
Gökler, ufuk, tan, sancılı…
Mübarek vatan sancılı…
Cimcime Sultan sancılı
Zonklamakta “Kars kapısı”.
Binlerce gelse bin defa
Sürdürmem yurdumda sefa
Şu iki kapı Moskof’a
Verdiğim son ders kapısı.
Er ola, Dadaş geçine,
Düşman girer mi içine,
Aziziye, Börteçine,
Hamidiye pars kapısı.
Gözlerde umutlar uçuk,
Dağlar omuzlara göçük,
Ve ardına kadar açık,
Bahtımızın ters kapısı.
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu
Destan şairimize rahmet olsun…
Yorumlar kapalı.